15 Aralık 2011

Oğluma

     Oyun oynamak 12 yaşındaki biricik oğlumun en sevdiği ve neredeyse tek yaptığı şey.
     2012 yılının son günlerini yaşıyoruz.Oğlum artık ortaokullu.Oysa daha dün gibi süslenmiş sınıfında şeker ve kurabiye bırakılmış birinci sınıf sırasına oturması.Belki üniversite yılları da bu kadar hızlı gelecek ve ben bu günlerden de daha dün gibiydi diye söz edeceğim.
      Üniversite... Oğlumun doğumu, bebekliği,çocukluğu,ergenliği,adam olması...Hepsini en yakından birebir izlerken bizde onunla büyüyüp olgunlaşıyoruz.
      İlk kız arkadaşı ile tanıştığımızda, ona oğlumdan bol bol söz edip onu en çok nelerin üzeceğini anlatacağım.
      Daha dün bebek karyolasında uyurken meleklere benzeyen oğlumu damatlıklar içinde görünce burnumun direği sızlayacak ve işte bu yakışıklı adam benim oğlum diyeceğim.
      Onu sevdiği kızın koluna verirken içimden ''ona iyi bak olur mu?Çünkü ben hep iyi baktım diyeceğim.''
      Sonra mutlu bir haber alacağım telefondan,müjde babaanne oldunuz, nur topu gibi bir bebeğiniz oldu''diyecekler.Artık avucumdaki minik eller oğlumun yavrusunun elleri olacak.Ne kadarda oğlumun ellerine,kokusuna benzediğini düşüneceğim.Öpüp kokladıktan sonra onu annesinin kucağına uzatırken içimden;
      '' Ona iyi bakacağını biliyorum''diyeceğim.Tıpkı diğer anneler gibi.
       Dönüp oğlumun yüzündeki kıvancı,gururu gördüğümde artık onun büyümesine izin verecek ve bir baba olarak onu tebrik ederken omuzlarının daha dik, daha güçlü göründüğünü fark edeceğim.

Hiç yorum yok: